8 Mart 2010 Pazartesi

kustum!

azizim.
nerden başlayacağımı bilmiyorum lakin kötü kokular geliyor burnuma. tamamen kendimle ilgili... aklıma bir şiir geldi, kimin olduğunu çıkartamadım. şiiri de hatırlayamadım. zihnimi zorlamak istemiyorum. çünkü kötü şeyler anımsatacak gibi.
karamsarım. bir şeyler değişsin istiyorum. yine de değiştirmeyi denemiyorum. değişikliklerden korkarım bilirsin. saçlarıma kıyacağım yakında. öyle kıyamamazlık gibi bir hali olmadı aslında saçlarımın. şunu biliyorum ki, kendimi bildim bileli hiç uzadı diye kestirmedim saçlarımı. ne zaman kestirdiysem acizliğimdendir. belki keserek kurtulmak istiyorum başımdakilerden! kurtulur muyum ne dersin?
böyle zamanlarımda bir de tatil yapmak isteği doluyor içime. yaza hazırlık yapıyorum. bugün kendime bir mayo aldım. umarım güzeldir. tatil arkadasım evleniyor diye gidemeyecektim tatile. başka birini deneyecektim. ama Ç. beni bugün beni heveslendirdi. olmayacağını bile bile inandım bu hayale. evlilik ne kötü bir şey değil mi? ne yazık ki birine -nişanlı- danışmak zorunda bunu. sus! biliyorum zorunda olmadığını! soracak yine de. ooof! haftasonu tatili yapalım diyorum. kabul  etti. bakalım belki bir haftasonunu buradan kaçarak yaşayabiliriz. nereye gidelim dersin? neresi güzeldir bahar ayında?
25 yasında artık kadın olunuyormuş. Dünya kadınlar gününde öğrendim bunu da. ben halbuki daha genç buluyordum kendimi. saçlarımda bir sürü beyaz olsa da. yaşlanmayı durdurmıyorum. gençlik yıllarımı özlüyorum. zırvalama, hala gencim tabi. heyecansız bir genç kaç yaşındadır peki? 25 yıldır yasıyorum elde avucumda hiçbir şey yok. şu hayatta şunu yapabildim dediğim bir şey yok. olsa ne olacak ki!

yaş gidiyoooor. tutabilene aşk olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder