27 Haziran 2010 Pazar

sürpriz yapmak istemiştim aslında. evine iyice yaklaşmışken bir an düşündüm. önceden çekinirdim bir şeyler isterken ya da harekete geçerken... yürürken aklıma bu geldi. belirli şeyleri aşmıştım kendimle ilgili. bunlar benimle ilgili diyorum çünkü o kendisiyle ilgili böyle bir şey olmadığını söylüyordu. kapıyı çaldığımda ben heyecanlı, o şaşkındı. bir an pişmanlık duyar gibi oldum. sonra geçti, uzun sürmedi. belli bir süre ..............



yaz günlerinde kasmamak lazım böyle seyler.

26 Haziran 2010 Cumartesi

psikoarkadas

-sana bir şey söyleyeyim mi? ben onunla sadece cinsel tatmin yaşıyorum.


sevdiğim bir arkadaşım bunu itiraf etti bana. biliyordum aslında. yine de bana bu denli kendini açması beni şaşırttı. sanırım arınmak amacı ile yaptı bunu. çünkü bir uygar, bir de ben biliyormuşum. kimseyle paylaşmamasının nedeni yaptığının utanç verici olduğunu bilmesinden kaynaklanıyor. bana itiraf etmesinin nedeni ise sanırım arınma isteği.
kaçınıyorum aslında bu durumdan. arkadaşım dediğim kişinin psikologu olmak istemiyorum. profesyonelliğimin yitirmek, arkadaşlığımın zedelenmesinde de çekiniyorum.
beni hiç yalnız bırakmıyor. ne yaparsam yardım etmeye çalışıyor. çantamı bile taşıyor. atıştığımız da oluyor. böyle bir arkadaşlık bizimki. beni eve bırakırken hakkımdaki düşüncelerin değişti mi diye sordu. değişmemişti. düşünüyordum zaten bu durumu. sadece bunun bu kadar- nerdeyse erkek erkeğe konuşuluyor gibi olması kafamı karıştırdı. bir de giderken bana terapisti gibi davranması... eger öylseyse ücretimi alırım dedim. köfte yedik ya dedi :) deli galiba!

17 Haziran 2010 Perşembe

deniz

bir yandan çalışırken kıçından ter damlayan ben, diğer yandan tatile çıkmak için işini bırakabilen başka biri...

ikimizinde para kazanmaya ihtiyacı var halbuki.

sanırım tatile çıkamayacağım bu sene, oysa o kadar istiyorum ki...

denize girmeyi...

yazık bana valla bak!

14 Haziran 2010 Pazartesi

yaşadıklarımdan öğrendiğim birşeyler var

yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şeyler var...

bir gün evim olursa oda sayısı 2+1 olacak.

mümkün olduğu sürece asgari düzeyde eşyası olacak.

minik halıların dışında halısı olmayacak.

mobilya konusunda kararsızım. siyah da olsa beyaz da olsa toz gösterecek. bir tanesini buldum ama nasıl tanımlayacağımı bilmiyorum.  

bu ev sahibi olma meselesi ne yazık ki sadece evlilik ile gerçekleşeceği için çeyiz olarak çok az şey götürücem. lazım oldukça alırım bence. en azından işime yarayan şeyleri kullanırım. çeyizine ayakkabı çekeceği götürenler var!

haa ev eşyalarını da mümkün olduğunca ucuza alıcam. öyle lüzumsuz masrafa da gerek yok.

bir dee çeyizime bol bol cillit bang, domestos falan alacağım. işimi kolaylaştırsın diye.

rüya

blogunu okuyunca aklıma takıldı sanırım. gece rüyama girdi.

mahallemdeydi. izmir'den döndüğünü anlamıştım. en alakasız biçimde nerde olduğunu bilmeden sokaklardan birine giriyorum onu görmek için. karşılaşıyoruz da. o beni görmüyor ama. yaniz gözleri görmüyor. ne hissettiğimi bilmiyorum. görmediği için arabaların arasına girip elimi uzatıyorum. tutuyor. yürüyoruz. tanımlayamadığım bir duygu...

çok seviyorum onu çooook :)

seni üzen herseyden nefret ediyorum. seni mutlu eden herşeyi daha çok seviyorum.

13 Haziran 2010 Pazar

nokta

dünden beri aklımda ben sinek değilim. hatta "dünya üzerinde kocaman bir noktayım" sözü geliyor aklıma. şimdi baktım da bu sözü nerden hatırladığımı da bulamadım. bence yine de söylemek istediğim şeye çok uyuyor bu.
çalışıyorum, didiniyorum, yoruluyorum, beziyorum hayattan. yine de keyfim yerinde. bir de tezim bitmiş olsa değmeyin keyfime. çok para kazanmıyorum. çevremdekilere insanlara baktığım da ise herkes iyi kazandığımı düşünüyor. kazandığım da şimdilikk bana ve birkaç kişiye yetiyor. tabi burada aile yanında yaşamanın büyük bir avantajını yaşamıyor değilim. öyle çok savruk biri de değilim. kazandığım parayı alışverişte değil de, eğlenirken, gezip tozarken harcamayı seviyorum. çünkü eğlenmek için yaşıyorum. yazın tatilime gideyim, denize gireyim birazcık. diğer mevsimlerde ise günübirlik bile olur yeni yerler göreyim bana yeter. ha tabi bir de borcum olmasın.
-spoiler-
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
-spoiler-

gerçekten bu bana yeter. sevgilim bunu kafasına çok takıyor galiba. bununla ilgili endişeleri var. bense umursamıyorum. insanların çalışarak çok şey yapabileceğine inanıorum. belki hala küçüğümdür -yaş 26- diye böyle düşüyorum. çok sorumluluk almadığımdan...

neyse gitmem gerek.

9 Haziran 2010 Çarşamba

terk

terk edildim de, terk ettim de...

ikisine bakınca terk edilmek çok acılıydı. çok zavallıydım. pasif bir durumda olduğum için kabul etmek zorunda kalmıştım. aslında terk edilmeyi ben seçtim. "ara verelim"in adı bende ayrılıktı. ayrıldık.

terk etmek ise faciaydı. inanılmaz zordu. önce iç dünyasında bunun çekişmesini yaşıyor insan. ayrılık akla ilk geldiğinde uzunca bir süre insan bastırıyor bu duygu, düşünce her neyse işte onu. hayatının bir bölümünü paylaştığın adamı hayatından çıkarma fikri kabullenmek zorlayıcı oluyor. kendine bu itirafı yaptıktan sonra ise karşındakine gerekçeleri ile bunu anlatmak ise...

---------------------------

nerden geldim ki şimdi buraya? hah telefon konuşması


7 Haziran 2010 Pazartesi

usandım

sanırım delilik böyle başlıyor. sızıyor yavaş yavaş önce ruha, sonra bedene. terliyorum, başım ağrıyor, gereksiz enerji doluyor, anında sönüyor. bu kadarı bana fazla. ağlayasım var. zor tutuyorum kendimi. kimse bilmiyor. arada sesim titriyor. o sırada susuyorum.

-aklıma müzik dersinde ne yaptıgımız geldi. mim mim mim mim diyorduk-

lisedeki arakadaslarım bakıyorum biri nşanlanmıs. diğerinin ablası evlenmiş. çocuklar büyümüş kravatlı falan..kızlar yüzüklü. biri ev taşıyor. herkes bi düzen tutturmuş.

ben calısıyorum. bir şeye varmıyor. yoruluyorum. başarılı da olamıyorum. ama çok yoruluyorum.

bir şey daha var konuşmaktan kaçınıyorum. üzerimdeki baskısını düşün.

yıllık iznimde tatile gitmek istiyorum. eşlik edecek kimsem yok. zaten yine aile tarafından birileri yiyecek bir haftamı.

o zaman madem keyfini sürmüyorsam neden yaşıyorum bunları.

ali de yaşıyor. ezan okunuyor.

Aziz Allah...

konser de yalan oldu. oysa çok heyecanlıydım.

6 Haziran 2010 Pazar

- eğer yarın bizimle gelseydin, sen de kalacaktım bir şekilde.
- e kalacağını söyleseydin ben ayarlardım işimi, gelirdim.

çok zoruma gidiyor anlıyor musun? son zamanlarda buna benzer şeyler yaşıyorum. çok kızıyorum. daha çok küsüyorum.