31 Aralık 2009 Perşembe

2009

2009 bitti bitiyor. umrumda mı? hiç değil! muhasebe yapmayacagım elbette. sadece 2009da üzdüğüm herkesten özür diliyorum.

esen kalın

27 Aralık 2009 Pazar

eski defterler

insan anılarına sahip çıkmak ister. aşina olduğu şeylerden ötürü olduğunu düşünüyorum bu sahiplenmenin. çünkü yenilikler cesaret ister. oysa anı dediğimiz şey öyle midir ki? ne kadar kötü izler bırakmış olursa olsun insan bir şekilde eski defterleri karıştırmak dediğimiz eylemde bulunur. bakınca hüzünlenir, küser, kızar belki... yine de sahip çıkar. belki de bir güvencedir o, sığınılması daha kolay olan. ben de sıklıkla karıştırırım peşimi. arkamda ne bıraktım kurcalarım. o yüzden tarihime ait çok şey vardır elimde. karıştırdığım zamanlar ise alarm halidir bende. çünkü geçmişe her sığındığımda, şimdinin küskünlüğü vardır içimde. bu küskünlükle başımı arkaya çevirdim. temizlik yapılmış. temizliğe kalkışılması artık tehdidin bittiği anlamına gelir. bir yanımı sevinç, bir tarafımı hüzün kapladı.


26 Aralık 2009 Cumartesi

düşünüyorum. o halde iyi bok yiyorum

- e sende zor bi insansın t....
- nasıl zorum?
- kolayca her şeyi söyleyebiliyorsun da ondan.

bir süredir sıkıntıdayım. sürekli düşünüyorum. tamam herkes düşünür de, düşündüğüm şeyler uyuyup uyanınca kaldığı yerden devam ediyor. rüyamlarım da hiç boş durmuyor. cellatımı gördüm dün gece rüyamda. az düşünüyormuşum gibi bir de bu çıktı başıma. boşa bir korku olduğuna inanıyorum. yine de gözümü kulağımı daha çok açmam gerekiyormuş gibi geliyor.

yoruluyorum düşünmekten. konuşuyorum, konuşturuyorum, kızıyorum, küsüyorum. çok hareketli geçiyor günlerim. içimi çekiyorum durmadan. bir de bu iç çekişlerimin farkına vardığımda o kadar üzülüyorum ki... şimdi olduğu gibi gözlerim dolu dolu oluyor. bu halim fena halde canımı sıkıyor. az konuşuyor, çok düşünüyorum. sadece kendimi düşünüyorum ama dünya, devlet meseleleri ilgimi çekmiyor.



yine çok, çok uyuyorum. herkese küsüyorum ve gidiyorum.


(bu şımarıklık çok bana)



24 Aralık 2009 Perşembe

cellat kapımdaymış. korkuyorum.

21 Aralık 2009 Pazartesi

ceketimi burda unutmuş olabilir miyim?

sana büyük bir sır söyleyeceğim
korkuyorum senden

dizeler louis aragon'dan-mış. ayrıca Başka Dilde Aşk filminde gördüm. az önce sinemadan geldim. filmden çıkalı henüz 1 saat 10 dk oluyor. uzun süredir izlediğim onca film arasında film bitmesin dediğim olmamıştı.

film güzel, çok güzel. hiç konuşmadan anlaşabilir miyiz acaba? teması üzerine işlenmiş bir film. biri sağır diğeri yalnız bir çiftin hikayesi bu.

zeynep onur'un sağır olduğunu öğrendiğinde işte hayatımın erkeği diyordu. çünkü hep birilerinin konuşmalarını dinlemesi gerekiyordu. daha az duymaya ihtiyacı vardı. yorgundu ve yalnızdı. dinlenmeye ihtiyacı vardı.

ceketimi burda unutmuş olabilir miyim? ile başlıyor hikaye.
...........................
............................

çok az sinemada yer alması bedbaht bir durum. yine de filmi izleyenler kendilerini şanslı hissedebilirler. ayrıca aşk filmi yeaa, evde de izlenir diyenlere kulak asmayın. böylesine güzel bir filmi gidip sinemada izleyin.

filmi izlemeden bir de fragmanına göz atın:


20 Aralık 2009 Pazar

aşk garibi

turkuazoo'ya gittik bugün. acaip pahalıydı. internet sitesi o kadar jan janlı ki girdiğimde kendimi okyanusta hissediceğimi sanıyordum öyle olmadı. sadece hamsiyi tanıyan biri olarak söylüyorum çok fazla balık gördüm. renkli olanlar çok sevimliydi. özellikle aklımda kalan siyahlı sarılı olanlar.bir de kum gibi olup da kuma saklananlar cok dikkat çekiciydi. bir de köpek balıkları. değişik bir gün oldu. biraz pahalı olsa da ben pişman değilim. ama sevgilim için aynı şeyi söyleyemicem galiba.
sonra ikea gezdik. ikeanın dandik bir o kadar malları ile oyuncak gibi oynayıp fiyatlarına bol bol küfür ettik. sonra sevgilimle birbirimize uyuz olup da ayrıldık ordan. sonra ben dinlenelim diye sevdiğim şarkıları bir cdye yükleyip onu çalmaya başladım arabadan. sonra o benim özenle seçtiğim şarkılarla alay etti. onun deyişiyle "takıldı bana" ve bunu okuyunca  "bi daha şaka da yapmıcam" diyecek. vazgecmeyip yine yapacak ben yine biraz alınacağım ve bu hep böyle sürecek.
bu arada şu sıra pek bir cüretli konuşmalar yapıyorum ilişkilerim üzerine. niçin bunu yapıyorum farkında değilim. ama hepsi en açık hali ile yaşansın istiyorum.
ya da...


ben bi aşk garibi, ayrılık yokuşunda
buğulanır gözlerim her gün bakışında


çok zavallı bir hal aldım. o akşam konuşulanların hepsi gerçekmiş. o akşamı sürekli anmamdan belli ki içimde bi yerlere oturmuş o konuşmalar. E demişti zaten sanki hep sen seviyormuşsun, o istemiyormuş pek gibi davrandık. biraz gururumu okşamıştı bu. masal olduğunu bile bile büyüsüne kapılmaktı yaptığım. bu akşama kadar inanmaya çalıştım. ama byümüşüm artık. inanmıyorum :(

ne olur gerçek olsa masallar ya da biz masal olsak


izlemek istediğim bi iki film vardı. cesaret edip de söyleyemedim bile. yazık da bana.

19 Aralık 2009 Cumartesi

giz

giderek daha tahammülsüz bir hal almaya başladım. daha sivri, daha sert, daha acımasız oluyorum. bugün farkettim ki önceden acı içinde tırnaklarımı kendi etime batırırken, şimdi başkasına batırmaktan zevk alıyorum. ne kadar hayvani değil mi?

18 Aralık 2009 Cuma

çapkın

hayatımın en çapkın öpücüğünü aldım bugün. :)

16 Aralık 2009 Çarşamba

tembellik damarlarımda

gitmek istiyorum. kafa dinlemek. sadece eğlenmek istiyorum. bi de bi de hiç bi sey düşünmeden, günümü gün etmek istiyorum.


gideliiiiiim buralaaaardaaaan dayanamıyoruuuumm aaaah

14 Aralık 2009 Pazartesi

korktukça uzaklaşıyorum. uzaklaştıkça daha da çok korkuyorum. daha uzaklaşmadan buna bir çare bulmam gerek.

13 Aralık 2009 Pazar

oyunbozan

o numaraların ne anlama geldiğini bir türlü anlamadım. ama anlayamadığım, anlamazdan geldiğim, sonra unuttuğum, arada hatırladığım, vicdanımın cızırtılı sesini duyduğum oldu.

yaramaz bir bıcırmışım. çok yaramazlık yapmışım. oyunbozanmışım.
hayatımın parçalarını bozup tekrar birleştirsem daha güzel bir hikayem olur mu dersin?

9 Aralık 2009 Çarşamba

meğer ne de haklıymış...

6 Aralık 2009 Pazar

beni gerçeklerle yüzleştiriyorsun. uyuz oluyorum.

kıskanmak

bazen kendimi o kadar kötü hissediyorum ki...  herşeyi çok kıskanır oluyorum. kızların güzelliğini kıskanıyorum. insanların mutluluklarını kıskanıyorum. televizyonda, fotograflarda gördüğüm mutlu çiftleri kıskanıyorum. insanların başarılarını kıskanıyorum. çalışmalarını kıskanıyorum..

hep kıskanıyorum :(