29 Ekim 2009 Perşembe

istanbul

ağva'ya gittik bugün sevgilimle. uzun süredir böyle bir gezi yapmıyorduk. yol uzundu ama çok rahat bir gidiş oldu bizim için.  yollar boştu ve bu yolu ağaçların arasında izleyerek gitmek keyifliydi. karıştırdığımız yol bile keyfimizi kaçırmadı. ne de olsa geziyorduk. herşey yolundaydı.
ağva söyledikleri gibi çok güzel bir yerdi. özellikle göksu nehri. normalde sandal gezileri yapılıyormuş. çok isterdim. ama olmadı işte. zaten sandal falan da görmedim. belki daha uzun bir zamanda daha ayrıntılı gezilebilirdi.
restaurantlardan birine girip ben balıki, sevgilim köfte yedi. çinekoplar çok lezzetliydi. köfte ise tam bir hayal kırıklığı. topu topu koca bir servis tabağında dört tane köfte geldi. azcık sinirimiz bozuldu da bir şey demedik. ha ben kız kıza olsaydım derdim. demedim. yanımda erkek var. akıllı olmam lazım :)
hava giderek soğuyordu ve erkeğim tüm sevecenliği ile montunu çıkartıp bana verdi. arabadan montumu alıp çay eşliğinde uykusuza daldık. yavaş yavaş uykum geldi. saat 5'e geliyordu. yavaştan kalktık. havanın aniden kararması ile yola çıktık. bir bilgisayar oyununda gibiydik. kapkaranlık bir yolda sürüsüyle viraj geçiyorduk. yol bitmek bilmiyordu. bir anda matrixin içinde olduğumuza inandık. bu yol bitmeyecek. karanlık içinde öyle sadece gideceğiz ve sonu gelmez bir yolda sürükleneceğiz.
karanlık, viraj ve dikkatli olmanın getirdiği bir gerginlik yaşıyorduk. sanki giderken bayıla bayıla gittiğimiz o yol bizi girdaba sokar gibiydi. şile itibari ile rahatladığımızı sandık. ha az kaldı boğaz köprüsüne derken, geri dönen arabalara rastladık. sosyal uyumun etkisinde anında fathi köprüsüne dönüş yaptık. geldiğimiz onca yolu geri dönüyorduk. köprü yoluna girmemiz ile birlikte asıl işkencenin bu olduğunu anladık. ben eve geç kalıyordum, sevgilmin bacağı ağrımıştı, ilerleyemiyorduk, sevgilim sürekli istanbul'dan şikayet ediyordu, o bunları söyledikçe ben iyice içime gömülüyordum...
sonunda eve dört saatin sonunda ulaşabildim.
o istanbul'u sevmiyor, ben istanbul'da yaşamayı seviyorum. bir an önce bu şehirden gitmek istiyor ve ben artık gitsin istiyorum. çünkü gerçekten burada çok mutsuz. yine de ben seviyorum şehrimi.
hem doğduğum, hem doyduğum...


1 yorum:

  1. Ah ah yerinde olmak isterdim.Tabii sevgilimle:)Böyle bir tatile benim de ihtiyacım var sanırım, Ağva'yı da merak ediyorum pof...

    Adına sevindim canım...

    Darısı hepimize...

    YanıtlaSil